Eğitim,

İslamın Bir Medeniyeti Olduğunu Son Nefesime Kadar Söyleyeceğim

İslamın Bir Medeniyeti Olduğunu Son Nefesime Kadar Söyleyeceğim
#### Hüseyin Kutlu hattı Kur’an-ı Kerim’in yayınlanması kapsamında “İslam Medeniyetinde Kur’an-ı Kerim Kitabeti” programı düzenlendi. Hattat Kutlu, “Bütün camilere vakfedilmiş yazma mushafların bir çoğu çürütülmüştür. Müzede koruyorsun da camide neden korumuyorsun? Bizim camilerimiz her şeyiyle medeniyet merkezidir” dedi.

Hattat Hüseyin Kutlu’nun hattı Kur’an-ı Kerim’in yayınlanması nedeniyle ”İslam Medeniyetinde Kur’an-ı Kerim Kitabeti” konulu bir sohbet programı düzenlendi.

Sultanahmet Medresesinde gerçekleştirilen programda konuşan Kutlu, Kur’an-ı Kerim’in güzel yazılması ve okunması gerektiğine vurgu yaparak, ilk inen ayetlerde kalemden bahsedildiğini söyledi.

İslamın bir medeniyeti olduğunu son nefesime kadar söyleyeceğim

Hattat Hüseyin Kutlu, “Değişmemiz gereken konulara hiç temas etmedik ama ne yazık ki zirvede olduğumuz, bizi biz yapan, kimliğimizi ifade eden konularda savrulduk. Bu bakımdan, İslamın bir medeniyeti olduğunu, üzerine basa basa, altını çize çize, ömrüm izin verdiği müddetçe, son nefesime kadar söyleyeceğim.” dedi.

Hüseyin Kutlu, Kalem Suresi’nin de kaleme ve yazıya yeminle başladığını belirterek, “Kalemi ve yazıyı kutsi bir varlık olarak bize adeta işaret buyuruyor. Vahiy katipleri çok önemsenmiştir. Çünkü Kur’an-ı Kerim’in doğru tespit edilmesi gerekiyordu. O bakımdan yazı bir başka ehemmiyet kazanmıştır. Efendimiz bu konuda tavsiyelerde bulunmuştur.” diye konuştu.

Hattatların pirinin Hz. Ali olduğuna işaret eden Kutlu, Kur’an-ı Kerim’in kitabet serüveninin uzun uzun konuşulması gerektiğini dile getirdi.

Geri kaldığımıza inandık veya inandırıldık

Kutlu, Kur’an-ı Kerim’in yazılmasında da bir sanat olması gerektiğinin altını çizerek, “Bugün ne yazık ki İslam ümmeti inancını inkar etmemiştir ama medeniyetini inkar etmiş, ondan uzaklaşmıştır. Biz yüz yıldır bunu dillendiriyoruz ama belki iki yüz yıldır ‘İslam ümmetindenim, Garp medeniyetindenim’ dedik ve bunu benimsedik. Bu hepimizin hoşuna gitti belki. Çünkü zemini hazırlanmıştı. Biz geri kaldığımıza inandık veya inandırıldık.” ifadelerini kullandı.

Kur’an-ı Kerim’in yazımına ve süslemesine eskisi kadar önem verilmediğini aktaran Hattat Kutlu, şöyle devam etti:

“Ne gariptir ki Batı karşısında geri kaldığına inanan Osmanlı, nerede geri kaldığını veya geri kalmanın ne olduğunu tarif etmeden ilerlemeye çalıştı. Oysa ki sadece sanayileşme ve teknolojide geri kalmıştı. Yine ne gariptir ki bu iki konuda hemen hemen hiçbir teşebbüs olmadı. Yani ileri giden Batı toplumunu kendimize örnek alırken, sanayileşme ve teknoloji konusunda örnek almak yerine mesela mimarimizi değiştirdik.”

Kutlu, tezyini sanatların, musikinin ve yazının da değiştirildiği yorumunu yaparak, “Değişmemiz gereken konulara hiç temas etmedik ama ne yazık ki zirvede olduğumuz, bizi biz yapan, kimliğimizi ifade eden konularda savrulduk. Bu bakımdan, İslamın bir medeniyeti olduğunu, üzerine basa basa, altını çize çize, ömrüm izin verdiği müddetçe, son nefesime kadar söyleyeceğim.” dedi.

Biz değerlerimizi müzelik yapmayan bir medeniyete sahibiz

Sanatın medeniyetsiz olmayacağını kaydeden Kutlu, Kur’an-ı Kerim’in zahriye adı verilen baş sayfalarıyla, serlevhası ve cüz gülü, hizib gülü, secde gülü gibi süslemeleriyle bir bütün olduğunu anlattı.

Hüseyin Kutlu, İslam medeniyetinde müzeciliğin olmadığı değerlendirmesinde bulunarak, şunları aktardı:

“Kur’anı Kerim’lerin hepsi camilerdeydi. Tekkelerde, medreselerde cemaat gelir açardı. Zevkimize bakın. Şimdi müzelerde saklıyoruz. Biz değerlerimizi müzelik yapmayan bir medeniyete sahibiz, onları yaşarız içimizde. Bütün camilere vakfedilmiş yazma mushafların bir çoğu çürütülmüştür. Müzeye kaldırmaya ne hakkın var? Korumak için mi? Müzede koruyorsun da camide neden korumuyorsun? Bizim camilerimiz her şeyiyle medeniyet merkezidir.”

Programda İstanbul Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Usta, Damla Yayınevi Kurucusu Mehmet Doğru ve yayınevinin genel müdürü Hasan Hüseyin Doğru da konuşma yaptı.

Etkinlikte, Hüseyin Kutlu’nun nesih hattıyla kaleme aldığı, Diyanet İşleri Başkanlığı Mushaflar İnceleme ve Kıraat Kurulu tarafından mühürlenen, hiçbir suni daraltma ve genişletme yapılmadan harekelendirilmiş, “ayet berkenar” sayfa düzenine sahip Kur’an-ı Kerim’ler de konuklar tarafından incelendi.