Eğitim,

Ödüllü Yazarımız Sara Gürbüz Özeren

Ödüllü Yazarımız Sara Gürbüz Özeren

Sizi gençlik ve çocuk edebiyatı alanında yazdığınız kitaplardan tanıyoruz. Eserlerinizi oluşturma, kurgulama aşamasında nelere dikkat ediyor, konuları neye göre belirliyorsunuz?

Konular muhtelif. Hiç ummadığınız bir şey, duyduğunuz bir haber, rastgeldiğiniz bir olay kitabınıza konu olabiliyor. Aslında her şeyden esinleniyorum. Günlük haberlerden tutun kendi okuduklarıma kadar ve mesleğim dolayısıyla, öğretmenim, çocuklarla bir arada bulunduğum için tabii ki onlardan… Bir de tarih konusu var. Tarihe ilgi duyuyorum. Birçok kitap da bu ilginin sonucu ortaya çıktı.

Hemen her alanda çocuk gelişimi için projeler üretilmekte, yeni eserler ortaya konmakta. Peki, iyi bir kitabın çocuk gelişimine nasıl bir katkısı bulunmaktadır? Gençlere kitabı sevdirmede neler yapılabilir?

Kitabı sevdirmek istiyorsak çocuk küçük yaşlarda iken anne ve babasının elinde kitap görmeli. Kitap okumanın herhangi bir ihtiyaçtan biri olduğunu hissettirmek lazım. Çevrede bu kadar uyarıcı varken “Hadi oku!..” demekle olmaz. Kitap okumak, küçük yaşlardan itibaren, bir ilişki kurma biçimi olarak algılatılmalı çocuğa. O zaman kitabı sevdirmek daha kolay olur. Teknoloji, evet çok yararlı fakat çocuklar üzerinde etkisinin azaltılması gerektiğini düşünüyorum. Çocukla birlikte kitapçıya gidilmeli, kitap birlikte seçilmeli. Kitap çocuğa ve gence böyle daha kolay sevdirilecektir. Kitabın çocuk gelişimine katkısına gelince, dengeli beslenmek ne kadar önemliyse iyi bir kitap da çocuk için o kadar önemlidir. Biri vücudu besler, diğeri ruhu ve beyni.

Özellikle son yıllarda, çocuk kitaplarının hayli ilgi gördüğünü görüyoruz. Peki, her kitap çocuklarımızın ihtiyacına cevap verebilmekte midir? İyi bir kitabın piyasaya çıkış yolculuğunda hangi süreçler yaşanmaktadır?

Her kitap çocuğun ihtiyacına cevap vermeyebilir. Okuyup bilinçlendikçe çocuk kendi yolunu çizecektir. İyi kitap nedir? Buna okuyucu karar verir. Hiçbir yazar kötü bir kitap yazmak için eline kalem almaz. Okuyucu beğenmişse, çevresindekilere tavsiye etmişse o kitap iyi kitaptır. Bir de diyebilirim ki bence iyi bir kitap; çocukla empati kurulabilen, çocuğu konusunun içine hemen çekebilen yalın bir dile sahip olmalıdır. Çocuk kendisine uygun mesajlar alabildiğinde kitapla daha kolay bağ kuracaktır. İyi bir kitabın ortaya çıkış sürecinde yazar ve yayınevinin ortak paydada buluşması çok önemlidir. Yazarın editörle, kitabı resimleyen ressamla aynı fikirleri paylaşması kitabın okuyucuya daha çabuk ulaşmasını sağlıyor.

Fuarlarda düzenlenen imza ve söyleşi gibi etkinliklerde genç okurlarınızla buluşuyor, birebir etkileşimde bulunuyorsunuz. Bu açıdan bakarsak bu etkileşimler, yeni eserler hazırlarken size ne tür katkılar sunmaktadır?

Fuarlarda her türden okuyucuyla karşılaşıyorsunuz. Biliyorsunuz, en iyi eleştirmenler okuyuculardır. Gelen okuyucular iyi ya da kötü her türlü fikri söyleyerek aslında kendimizi değerlendirmemizi de sağlıyorlar. O yüzden fuar buluşmalarını kendi açımdan çok faydalı ve kıymetli buluyorum. Aynı zamanda o buluşmalarda eksiğinizi görme fırsatı buluyorsunuz. Gençlerin ilgi ve isteğini ölçüyorsunuz. Bu tür karşılaşmalar yazarlığınızı kamçılıyor, daha iyisini yapma isteği uyandırıyor.

Damla Yayınları’ndan çıkan hikâye kitabınız “Becerikli Aslı” serisi, ilginç bir çalışma ve bir hayli de merak uyandırıcı nitelikte. Becerikli Aslı karakteri nasıl ortaya çıktı? Kitabı okuyacak genç kardeşlerimizi bu seride neler bekliyor? Kitabınız hakkında biraz ipuçları verebilir misiniz?

Becerikli Aslı, içimizden biri. Bıcır bıcır bir kız. Biraz şımarık, biraz nazlı ama akıllı. Günümüzde çocuklar el becerilerinden yoksun büyüyor. İleride girecekleri sınavlara ta birinci sınıftan itibaren hazırlanmaya başlıyorlar. Bana göre bu gereksiz çaba, çocukları gerçek hayata hazırlamıyor. Üretici yerine tüketici yetiştiriyoruz. İstedim ki çocuklar Becerikli Aslı’ya özensin, hayatın test çözmekten ibaret olmadığını anlasınlar. Kendilerine bir hobi geliştirsinler. El becerilerine ilgi duysunlar. El becerileri çocukların kendilerini ifade ederek becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Aynı zamanda çocuğun kendini, içinde bulunduğu kültürü ve diğer kültürleri daha iyi anlamasını sağlar.

“Bağlamanın Telinden Ozanların Dilinden Anadolu” kitabınız bugünkü gençliğimizin pek bilmediği âşıklık geleneğini ele alıyor, pek popüler bir konu değil bu konu. Sizin bu konuyu ele alışınızın hikmeti nedir?

Âşıklar; Anadolu’nun kültür elçileriydi. Demir asa, demir çarık yollara düşer, köşe bucak dolaşır; köyleri kentlere, kentleri bölgelere, bölgeleri ülkelere bağlayan köprü olurlardı. Palandöken’de naralanan Dadaş’ın coşkusunu, Aydın ovasında toprağa diz vuran dağ gibi bir zeybeğe ulaştırır; onun sevgisini Karadeniz’de dalgalara kafa tutan taka reisine taşırdı. Toros yaylarında sazına düzen veren Dadaloğlu’ndan Kars’taki Âşık Şenlik’e bir ün eder, Dede Korkut hikâyeleriyle Türk’ün kahramanlığına şahit olurdu. Âşıklar hikmetli söz söyleyen usta kişilerdi.

Bugünün çağdaş insanı şöyle geriye bakıp o günleri görse, âşıklar için çağın televizyonu, meddahı veya tiyatro aktörleri diyebilir. Tam da öyle idiler. Yurdun en ücra köşelerine haber ulaştırır, gittikleri yerde gördüklerini başka diyarların insanlarına aktarırlardı. Anadolu kültürünün en önemli ve en çilekeş halkası, hiç şüphesiz Hak âşıklarıydı.

Elinizdeki kitabın yazarı, hasbel kader âşıkların son çağlarını yaşadıkları yıllarda çocukluğunu geçirdi. Karlı dağların, yol vermez bellerin, zemheri ayazında kabuğuna çekilen, dış dünyaya kapanan ücra bir kasabada, halk odalarında, sohbet meclislerinde bulundu. Bizim amacımız ise, bir zamanlar Anadolu’yu yurt edinmemizde katkısı inkâr edilemeyecek âşıklarımıza gönül borcumuzu ödemektir. Onları hayırla yad ederek gelecek kuşaklarımıza varlıklarını hatırlatmaktır. Bu, bir vefadır. Bu, bir görevdir. Bu, insanlık için yollara düşen, görgüsünü bilgisini başkalarına aktarmayı görev bilen çilekeş âşıklarımıza karşı ödenecek bir borçtur.

Yeni çalışmalarınızı sabırsızlıkla bekleyen genç okurlarımıza sürprizleriniz olacak mı?

Çok yakında inşallah. Derslere uyumlu hikâyeler olacağı gibi tarih konulu kitaplar da olabilir. Yeter ki gençler kitapları okusun.

Eğitim Dünyası - Sayı: 4 - Sonbahar 2016