Sözlükte kitap kelimesi, “Yazılarak veya basılarak bir araya getirilmiş ciltli veya ciltsiz kâğıt yapraklar bütünü” veya “herhangi bir konuda yazılmış eser” şeklinde tanımlanır. Ancak bu tanımlar kitabı anlatmaya yetmez. Çünkü kitap insanlığın başlangıcından bugüne kadar elde edilmiş bilgi ve tecrübe birikimini, medeniyet değerlerini gelecek nesillere taşıyan harika bir araçtır. Bu sebeple merhum Cemil Meriç “Kitap, istikbale yollanan mektup…” demiştir.
Kitap, kendisine bırakılan duygu, düşünce, bilgi ve tecrübeleri aynen koruyan, gelecek nesillere aynı şekilde aktaran güvenli bir dosttur. Emanete asla ihanet etmez. Edebiyatçı Mehmet Kaplan kitabı ne güzel anlatmıştır: “Kitap, düşünceleri hemen hemen hiç bozmadan saklayan ve ebedî olarak tekrarlayan bir plâktır”.
Kitap, kırılmayan, darılmayan, küsmeyen vefalı ve sadık bir arkadaştır. Kitabı açıp okumaya başlayınca kendindeki bilgileri kıskanmadan, saklamadan size verir. Kitabı kapatıp bir kenara koyarsanız size darılmaz. Kitabı yeniden elinize alıp okumaya başlayınca, daha önce onu kapadığınızı anımsatmadan bilgilerini size cömertçe vermeye devam eder. İslâmiyet’ten önce Araplarda ezber geleneğine önem verilir, yazı yazma bir eksiklik sayılırdı. Bunun karşısına çıkan ve kitabın önemini savunan Arap edebiyatının en büyük nesir yazarlarından ve düşünürlerinden el-Câhiz (ö. 255 h./869 m.), bakın kitabı nasıl anlatıyor: “…Kitabı ayıpladın; hâlbuki ben ondan daha iyi komşu, daha insaflı ortak, daha uyumlu yoldaş, daha mütevazi öğretmen ve daha yeterli yanlış yola saptırmayan, bıktırıp usandırmayan …arkadaş görmedim”.2 Kitapla ilgili dilimizde birçok deyim ve kavram üretilmiştir. Bunlardan ilk akla gelenleri sıralayalım: Kitap okumak, kitaba uymak, kitabına uydurmak, kitap açmak, kitap açmamak, kitap kurdu, kitaba uygun, kitaba el basmak, kitabını okumak, kitabını yazmak, kitapta yeri olmak, kitap ehli (ehl-i kitap) ve kitapsız…gibi.
Kitap deyince tarihte akla ilk gelen, ilâhî kitaplardır; Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an-› Kerim. Hem bizim medeniyetimiz, kitaplı bir medeniyettir, kitapsız değil. Bu sebeple, bütün kitaplar bir tek kitabı anlamak içindir, denmiştir. Bunun için şair Arif Nihat Asya şöyle seslenir:
Bizde ayrı sayılmaz bir kitap, bir mihraptan! Ki uğuldar kubbemiz, “Oku!” diyen kitaptan
Şair Necip Fazıl Kısakürek de kitabı şöyle dile getirir:
Hasta olsam ilâcım, çorbam, sütüm o kitap… Suda mantarım; gökte paraşütüm o kitap…
Kitap bu kadar önemli olunca, kitabın üretilmesinde ve ihtiyacı olan insanlara ulaştırılmasında emeği geçen yazar, yayıncı, dağıtımcı ve kitapçıların ne önemli insanlar olduklarını ve yaptıkları işlerin ne kadar yüce ve güzel işler olduğunu kolayca anlarız. Bunlar bilgiyi, düşünceyi, duyguyu ve tecrübeyi gençlere ve gelecek nesillere taşıyan kültür ve medeniyet elçileridir. Şimdi hep birlikte, haydi kitap okuyalım!