Eğitim,

Hasan Hüseyin Doğru; Türkiye'nin Başarısını Yükseltmeliyiz

Hasan Hüseyin Doğru; Türkiye'nin Başarısını Yükseltmeliyiz

Yeni Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’un “Türkiye’nin PISA sınavlarındaki başarısını yükseltmek için çalışmalıyız.” Şeklindeki ifadesi, dikkatleri PISA eğitim sistemine çekti. Türkiye’de ilk olarak PİSA destekli soru bankalarını eğitim hayatına kazandıran Damla Yayınevi’ni ziyaret edip Genel Müdür Hasan Hüseyin Doğru ile röportaj gerçekleştirdik.

Merhaba! Bize kısaca kendinizden biraz bahseder misiniz?

İsmim Hasan Hüseyin Doğru. Damla Yayın Grubu genel müdürüyüm. Ülkemizin eğitim alanında yukarıya doğru ivme kazanması yolunda tüm ekibimle birlikte hummalı bir çalışma içerisindeyiz. Ülkemizde eğitim programları çok hızlı güncellenmekte, bizler de yayınevi olarak güncellenen ve iyileştirilen bu öğretim programlarına uygun ürünler hazırlamaktayız.

  1. Evet, ülkemizde oldukça dinamik bir eğitim sistemi var. Sürekli güncelleniyor ve çağın ihtiyacı olan insan modelini yetiştirmek için çaba sarfediliyor.

Damla Yayınevi olarak sizin ne gibi çalışmalarınız var?

Yayınevimiz güncellenen öğretim programlarına uygun olarak sürekli kendini yenilemektedir. Yayınevi olarak 3 yıl öncesinde Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek 4 Boyutlu Ölçme Değerlendirme Sistemini geliştirdik. Böylece ölçme değerlendirmeye yeni bir boyut kazandırdık. Bu yıl da yine Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek, soru bankalarımızı PISA tarzı sorularla güçlendirdik.

  1. Bu söyledikleriniz çok ilginç ve şaşırtıcı şeyler. 4 Boyutlu Ölçme Değerlendirme Sistemi dediniz. PISA dediniz. Bunları biraz açalım isterseniz.

4 Boyutlu Ölçme Değerlendirme Sistemi nedir?

4 Boyutlu Ölçme Değerlendirme Sistemi, altı aşamadan oluşan Bloom Taksonomisinin dört boyutta ölçme ve değerlendirme tekniğine uygulanmasıdır. Birinci boyutta öğrenilen bilgilerin hatırlanması ve soru çözümünde kullanılması, ikinci boyutta öğrencinin bilgi düzeyinin ölçülmesi, üçüncü boyutta öğrencinin yorum, analiz, sentez gibi daha üst düzey bilişsel becerilerin ölçülmesi, dördüncü boyutta ise özgün düşünme ve problemlere çözüm üretilmesi hedeflenmiştir.

Yani öğrenciyi kademe kademe ölçen ve daha sağlıklı bir değerlendirme imkanı sağlayan bir sistem geliştirmişsiniz.

Aynen öyle.

3. Peki PISA Nedir?

Açılımı “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırmadır.

4. Pisa Dünyada nasıl uygulanıyor? Türkiye’de nasıl uygulanıyor?

PISA, 2000 yılında dünyada uygulanmaya başlamıştır. Üçer yıllık dönemler hâlinde uygulanan araştırmaya ülkemiz, ilk kez 2003 yılında katılmıştır. PISA 2015 uygulamasına Türkiye’de İBBS Düzey 1’e göre 12 bölgeyi temsil eden 61 ilden 187 okul ve 5895 öğrenci katılmıştır. PISA Türkiye örnekleminin büyük bir kısmını 9. ve 10. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. PISA 2012 uygulamasına katılan öğrencilerin %65,4’ü 10. sınıf öğrencisi iken, bu oran PISA 2015 uygulamasında %72,9’a çıkmıştır.

Türkiye’nin PISA sınavlarındaki durumu nedir? Bu konuda bilgi verebilir misiniz?

PISA 2015 sonuçlarına göre fen okuryazarlığı alanında katılımcı tüm ülkelere ilişkin ortalama puan

465 iken Türkiye ortalaması 425’tir. Okuma becerileri alanında Türkiye ortalaması 428 ve tüm ülkelerin

ortalaması da 460’tır. Matematik okuryazarlığı alanında Türkiye ortalaması 420 ve tüm

ülkelerin ortalaması da 461’dir.

Yukarıdaki rakamlara baktığımızda Türkiye PISA’da tüm alanlarda dünya ortalamasının altında puan almıştır. Bu sonuçlara baktığımızda Türkiye’nin PISA sınavlarında başarılı olduğu söylenemez.

5. PISA neyi ölçmektedir?

PISA ile zorunlu eğitimin sonunda örgün eğitime devam eden 15 yaş grubundaki öğrencilerin; Matematik okuryazarlığı, Fen Bilimleri okuryazarlığı ve Okuma Becerileri konu alanlarının dışında, öğrencilerin motivasyonları, kendileri hakkındaki görüşleri, öğrenme biçimleri, okul ortamları ve aileleri ile ilgili veriler toplanmaktadır.

Bu araştırmada kullanılan “okuryazarlık” kavramı, öğrencinin bilgi ve potansiyelini geliştirip, topluma daha etkili bir şekilde katılmasını ve katkıda bulunmasını sağlamak için yazılı kaynakları bulma, kullanma, kabul etme ve değerlendirmesi olarak tanımlanmaktadır.

6. Ülkemizin bu araştırmaya katılma amacı nedir?

Küreselleşen dünyamızda, eğitim alanında yapılan ulusal değerlendirme çalışmalarının yanı sıra, uluslararası düzeyde konumumuzu belirlemek amacıyla eğitim göstergelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle belirli referans noktalarına göre ülkemizin eğitim alanında hangi düzeyde olduğunun, giderilmesi gereken eksikliklerin ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesidir. Ülkemiz de OECD üyesi olarak, eğitim düzeyinin yükseltilmesi amacıyla bu araştırmaya katılmaktadır.

7. PISA fikri sizde nasıl ortaya çıktı? Konuya ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?

Malumunuz olduğu üzere sınav sistemleri sürekli güncellenmekte, aynı zamanda ülkemiz dünya ölçeğinde istenen seviyede bulunmamaktadır. Son yıllarda sınavlarda gerçek hayat deneyimleri, öğrencinin problem çözme becerileri ön plana çıkarılmıştır. Hal böyle olunca biz de kolları sıvadık, öğrencilerimizin ulusal ve uluslararası sınav başarısına katkıda bulunmayı bir görev bildik. Soru bankaları, akıllı damla defterler, okul öncesi ve ilkokul eğitim setleri ve daha birçok ürünü bu amaca hizmet etmek için hazırladık. Yani son üç yıldır yoğun bir şekilde eğitim kalitemize yeni bir bakış açısı kazandırmak için çalışıyoruz. Yeni Milli Eğitim Bakanımız Sayın Prof. Dr. Ziya Selçuk Bey de göreve gelir gelmez: “Türkiye’nin PISA sınavlarındaki başarısını yükseltmek için çalışmalıyız.” diyerek konunun önemini ortaya koymuştur.

8. Sizce PİSA da başarılı olabilmek için eğitim modelimizde ne gibi değişiklikler yapmalıyız?

Çok basit bazı önerilerim olacak. Deneyimlemeyi ön plana çıkarmak, bilginin yanında bilinci de kazandırmak, tıpkı bir yetenek avcısı gibi çalışarak öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini keşfetmek ve geliştirmelerine fırsat oluşturmak bunlardan bazılarıdır. Bunun yanında öğrenciye olumlu rol model olunmalıdır. Çünkü çocuk sözle değil, gözle eğitilir. Öğrencileri hayattan yalıtarak eğitme alışkanlığını bir kenara bırakmalıyız. Öğrenci bir taraftan okula giderken diğer taraftan da hayatı kaçırmamalı. Öğretim programları teorinin yanında pratiği de ön plana çıkarmalıdır.

9. Damla Yayın evi olarak ülkemizin PISA sınavlarında daha iyi dereceler elde etmesi için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Yayınevi politikamız gereği tüm ürünlerimiz, bilimsel öğrenme yöntemleri esas alınarak tasarlanmaktadır:

Okul Öncesinde;

  • Çocuğun bireysel becerileri ve ilgi alanlarına uygun olacak şekilde, her çocuğun farklı öğrenme hızına sahip olduğunu kabul eden “Montessori Eğitim Modeli”
  • Çocuklara özgürce ve birlikte öğrenme şansı veren “Reggio Emilia Yaklaşımı”
  • Alman besteci Carl Orff tarafından müzik eğitimi temel alınarak geliştirilmiş olan “Orff Tekniği”

İlkokul ve Ortaokulda;

  • Bilişsel süreçlerin basitten karmaşığa doğru sınıflandığı “Bloom Taksonomisi”
  • Üç aşama ve periyodik tekrarlardan oluşan “İbni Haldun’un Öğrenme Nazariyesi”

bunlardan bazılarıdır. Okul öncesinden ortaokul 8. Sınıfa kadar her sınıf kademesinde bilimsel temele dayalı eğitim setleri, soru bankaları, defterler, yaprak testler bu bağlamda hazırladığımız ürünlerdir.

  • 4 Boyutlu PISA destekli Soru Bankalarımız ile Türk çocuklarının yorum ve analiz becerilerini geliştirerek PISA sınavlarına hazırlıyoruz.

Bu ürünlerin ortak özelliği “öğrenciye pratik yapma fırsatı” sağlamalarıdır. Kimi bilişsel, kimi duyuşsal, kimi de kinestetik boyutta öğrencinin deneyimlemesi üzerine kurgulanmış ürünlerimiz öğrencilerimizin dünya ölçeğinde hayata ve sınavlara hazırlanmasını sağlamaktadır.

10. Çalışmalarınız gerçekten takdire şayan. Bu anlattıklarınıza ve heyecanınıza bakarak ülkemizin eğitimde ciddi sıçramalar yapacağına olan kanaatim iyice güçlendi.

Peki bu çalışmaları planlarken neleri hedefliyorsunuz?

Bu çalışmaları hazırlarken önceliğimiz öğrencinin zihnini harekete geçirmek ve zihninin sınırlarını zorlamasıdır. 5,6 ve 7. Sınıflarda ünite sonlarında yer alan PISA soruları, 8. Sınıflarda her testin başında yer alan “Meraklısına” soruları ile ünite sonlarında yer alan PISA soruları öğrencilerimizin zihinsel sınırlarını zorlayan seviyededir. Ancak bu şekilde öğrencilerimizin ulusal ve uluslararası sınavlarda başarılı olabileceklerine inanıyoruz. Fatih Sultan Mehmet’in şu sözü çok manidardır: İmkânın sınırlarını görmek için imkânsızı denemek lazım.

Anladığım kadarıyla yayın yelpazeniz bir hayli geniş. Bu kadar geniş yayın yelpazesinde böyle kaliteli çalışmalar yapıyor olmanız ülkemiz adına mutluluk verici. Umuyoruz ki sizlerin bu olağanüstü çabalarla ortaya koyduğunuz ürünler gerekli yankıyı bulur ve ülkemizin ulusal ve uluslararası sınavlardaki başarısına olumlu katkılar sağlar. Tekrar tebrik ediyor, başarılar diliyorum.

Teşekkürler.